6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 299. ve devamı maddeleri uyarınca konut ve çatılı işyeri kiralarındaki sözleşmeyi fesih nedenlerinin sınırlılığı, aynı yasanın 347. maddesi uyarınca konut ve çatılı işyerlerine ilişkin yapılan kira sözleşmelerinde sözleşmede kararlaştırılan sürenin bitiminin kiralayana doğrudan tahliye hakkı vermemesi nedeni ile taşınmaz maliklerinin/kiralayanların kiracıyı tahliye edebilmek amacıyla çeşitli arayışlar içerisine girmesine sebebiyet vermiştir.
Günümüzde bu konuda en çok karşılaşılan durumlardan birisi ise kiraya verenin kiralananı üçüncü bir kişiye satmasıdır. Bu satış işlemi ise çoğu zaman gerçek bir satış olmayıp kiracıyı, kiralanandan çıkarmak için izlenen muvazaalı bir yoldur.
Muvazaa, en basit tanımıyla, bir sözleşmenin taraflarının, üçüncü kişilerden gerçek durumu gizleyerek, onları aldatmak maksadıyla, gerçek iradelerine uymayan ve kendi aralarında geçerli olmayan bir hususta anlaşmalarıdır. Bu şekilde yapılan işlemlere de, muvazaalı işlemler adı verilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.02.2005 gün 2005/1-19 E., 2005/42 K.; 16.6.2010 gün, 2010/1-281 E., 2010/323 K.sayılı ilamları).
Kiralananın üçüncü bir kişiye muvazaalı satılmış olsa dahi, Kiracının kendisine karşı açılan tahliye davasında, bu iktisabının Muvazaalı olduğu iddiası kişisel hak nedeniyle açılan tahliye davalarında dinlenemeyeceği Yargıtay’ın kararlılık kazanmış içtihadıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/6-143 E. , 2006/148 K.-Yargıtay 3. HD., E. 2017/7856 K. 2017/17821 T. 19.12.2017)
Kişilerin kira sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarında olası hak kayıpları ile karşılaşmamak adına uzman bir avukat ile iletişime geçerek yardım almaları faydalı olacaktır.